Keneler

KENELER
Keneler kan emici artropodlar olup, Dünya’nın her bölgesinde gözlenmektedirler. Ülkemizde halk arasında kene, sakırga, yavsı, kerni gibi isimlerle bilinmektedirler.
Tarım alanlarında önemli bir zararlı olup tüm yeşil alanlarda yoğun olarak karşılaştığımız kırmızı örümcekler de aynı artropoda takımı içerisin de bulunup Acarina sınıfı alt türüdür. Kenelerin ve Acar ların sistematikteki yerleri ve önemli bazı türlerin isimleri aşağıda verilmiştir. Sadece akar ların tespit edilebilen 3000 e yakın alt türü mevcut olup 7000 in üzerinde alt türü olduğu tahmin edilmektedir. Keneler ve akarlar Ekosistem içerisinde çok önemli bir göreve sahip olup yoklukları ya da azalmaları halinde Ekosistemde önemli bozulmalar meydana gelebilir. İxodidae familyası içinde bulunan keneler ile Tetranychidae familyası Metastigmata Dizisi altında ayrılmakta fakat biyolojisi , taksonomisi ve dış görünüşleri anlamında yoğun benzerlikler göstermektedir. İxodidae familyası alt türleri parazit olup bazı canlı türlerinden kan emerek yaşamına devam ederken , Tetranychidae familyası alt türleri sadece bitki özsuyu emerek yaşamlarına devam etmektedirler. Aşağıda her iki familya üyelerine ait alt türlerin fotoğraf örnekleri mevcuttur. Birkaç mm. Ebadında olan bu canlıların dışarıdan çıplak göz ile ayırt edilmeleri oldukça zor olup , Lüp yardımı ile uzmanlar tarafından ayırt edilebilmekle birlikte gerçek alt tür tespitleri sadece o familya ile ilgili uzmanlaşmış uzman entomolog ya da uzman biyologlar tarafından yapılabilmektedir.Uzman görüşümüzü sunmamız gerekir ise ; yıllardır keneler ile ilgili bakteriyel hastalıklar ( kırım – Kongo kanamalı ateşi vb. ) ve kuşların taşıdığı viral hastalıklar ( kuş gribi vb. ) ile ilgili çoğu gerçeklikten uzak haberler dünya da ve ülkemizde yoğun olarak konuşulup yayınlanmaktadır.
Kenelerin sadece birkaç alt türünün henüz ergin olmamış bireyleri, küçük omurgalıların sadece virüs taşıyanlarından kan emerken virüs alıp , vücutlarında saklayıp, ergin olduklarında hayvan ve insanlardan kan emerken bulaştırdıkları tespit edilmiştir. Buradaki önemli nokta virüs ü ergin olmadan bir canlıdan almalı , ergin halde ise bulaştırmalıdır. Her kene bu durumda virüs ya da bakteri taşıyor anlamında gelmez. Dünya da ve ülkemizde ekosistemde olmaz sa olmaz bir konuma sahip kenelere karşı büyük çapta , bilinçsiz , çok geniş alanlarda ilaçlama çalışmaları yapılmıştır. Bu durumda kenelerin doğal Predatör ( avcı ) canlıları daha çok ölmüş ve ekosistem oldukça zarar görmüştür. Kuş gribi saçmalığı sebebiyle ne büyük miktarlar da kanatlı hayvanların itlaf edildiği hala hafızalarımızda canlıdır. Hamamböcekleri ve fareler aslında bizler için binlerce kat daha fazla tehlike arz etmektedir. Her hamamböceğinin bağırsak yapısında doğal olarak yaşayan SALMONELLA bakterisi , böceğin hayatını devam ettirebilmesi için gerekli olup insanlar için ÖLÜMCÜL olabilmektedir. Ayrıca Hamamböcekleri , kanalizasyon ve çürümekte olan her türlü atıktan ayaklarına bulaşan virüs , fungus ve bakterileri rahatlıkla yaşam alanımıza taşıyabilmektedir. Farelerin ise birkaç asır kadar önce avrupada 20 milyona yakın insanın ölümüne yol açtığını unutmamak gerekir.